25 Eylül 2014 Perşembe

Şipşak Ceket

Merhaba,
Bandırma pazarından aldığım kumaşlardan birisini daha bitirdim. Başlıktaki ceket sözüne takılmayın, Dikişi basit olsa da görünüş itibariyle cekete benzediğinden ceket demekten kendimi alamadım. Ceket görünümlü bluz demek belki daha doğru olur aslında. İsmi ne olursa olsun ben bu iki saatte bitiveren giysimi çok beğendim. Çok rahat, yarı resmi. Benim işim gibi "şık olsanız fazla kaçar ama o kadar da salaş giymemek lazım " ortamlar için bence ideal. Biraz uzun olabilirdi ama kumaşım bu kadardı. Böyle oldu.
Kimono Ceket Dikimi

22 Eylül 2014 Pazartesi

Yeni Kumaşlarım ve Çok Kolay Dantel Bluz

Herkese merhaba!
Yazın sonlarına doğru artan telaşımıza bir de okul telaşı eklendi artık gecemiz gündüzümüze karıştı. Pek boş durduğum söylenemez ama yaptıklarım çoğunlukla kitap kaplama, okul pantolonu paçası yapma gibi şeyler olunca paylaşacak şeyler azaldı. Bitirdiklerim de akşamların daha erken olmasından ve fotoğrafçımın okula gidip geç gelmesinden dolayı resimlenemeden duruyor. Tek fotoğrafını çekebildiğim kızıma diktiğim dantel bluz oldu. Kumaşını Bandırma Pazartesi Pazarı'ndaki kumaşçılardan aldım. Yıllardır yazlarımı o taraflarda geçirmeme rağmen adını ilk defa kendindik.com'dan sevgili İrem Hanım'ın kumaş pazarları haritası sayesinde duydum. Çok büyük olmasa bile benim Bursa Kumaş Pazarı'ndan başka gördüğüm tek yer olunca bayıldım. Aklıma ne geldiyse aldım. 
İsterdim ki oraların resmini çekeyim ama çoook sonra aklıma geldi. 
Şimdi düşünüyorum da ben minik bir semt pazarının bir köşesindeki birkaç tezgahta kendimi kaybettiysem, kimbilir Kadıköy kumaş pazarında ne yaparım diye. Komik belki ama en büyük hayalim orayı görmek oldu. Kumaşların olması tabii önemli ama daha çok oralarda kendime benzeyen insanlar görünce kendimi daha iyi hissediyorum. Ne yapıp edip orayı da görmek istiyorum. 
Aldığım kumaşları şöyle bir toplayıp resmini çekeyim, dedim, Ancak bu zamanı buldu. Gecenin ikisinde uykum kaçınca dizdim kumaşlarımı, artık bulabildiğim ışıkta çektim. İşte aldıklarım:
Fisto, süs, vs





Şifonlarım


Dantellerim
Kumaştan çok dantel, fisto gibi şeyler ilgimi çekti. Çünkü bunları bulmak imkansız gibi buralarda. 
Aldıklarımın parçası genelde 1,5-2,0 TL arasında değişiyordu. Benim aldığım kumaşların en ucuzu 5-6 TL olunca öyle bir daldm ki kumaşlara, çıkarana aşkolsun.
Ama insanoğlu'na iyilik yaramıyor tabii. Bir iki tezgahta parçası 2 TL olan kumaşlara balıklama atladım. Üçüncü tezgahta hemen pazarlığa başladım "2 lira çok 1,5'tan ver" diye.
Bu alışverişimden ilk dikişim, Kızıma dantel bluz oldu. Geçen akşam yorgun argın otururken, bir yandan da aklımdan bir şu makinenin başına geçsem diye geçiriyorum. O sırada kızım benden dantel bluz dikmemi istedi. Tam istediğim gibi bir iş. Hem kısa sürecek, hem de hiç dikmediğim dantelin nasıl dikildiğini göreceğim. Kalıp olarak sevdiği bir t-şhirt'ünü kullandım. Hemen kestim, diktim. Kollarını ve eteğini bastırdım. İlk defa dantel diktiğimden biraz tedirgindim. Normal kalınlıkta iğne ile sürekli iplik koptu. İnce iğneyi takınca sorun olmadı ve çok kolay bir dikiş oldu.
Tek merak ettiğim,ben omuz düşüklüğünü dikkate alarak omuz üzerinden kestim. Kesmesem de omuz dikişi olmasa daha iyi mi olurdu diye düşünüyorum. Fikirlerinizi bekliyorum.
Hepinize mutlu haftalar...




5 Eylül 2014 Cuma

Bir Kumaş, Üç Kombin

Merhaba,
Bu pijama pantolonu geçen yıl dikmiştim. Kumaşı tiril tiril. Ütü istemiyor. Üstelik ince olmasına rağmen dikişi de çok zorlamadı. Daha ne olsun. Tam yaz sıcaklarına göre. Kalıp olarak evde bulunan bir pantolonumu kullandım. Beli lastikli olduğu için kalçadan itibaren biraz geniş kestim. Kumaşı çok ince olduğundan evdeki ince bir penyeden içine şort boyunda astar yaptım.
O kadar çok giydim ki üzerimde parçalanması yakındır. Valla evdeki pijamamdan daha rahat. Kumaş çok renkli olduğundan üzerine siyah giymeyi tercih ediyorum.


Ve bu da bluzu. Aslında Ramazan ayında dikmiş ve bu yazıyı da yayınlamak üzere kaydetmiştim. Ama taslak olarak kaldı. Yayınlamak bugüne kısmet oldu.  Kumaştan öyle memnun kaldım ki bu yıl parça kumaşların arasında görünce bir de bluzunu dikmek istedim. Önce kalıp çıkararak ince ince uğraşsam mı derken aldım elime benzer bir bluzu kestim gitti. Tüm dikişi 2 saat falan sürdü. Yaka kısmını içten pervaz dikerek yaptım. Yaka ucundan kıvrılma olmasın diye ince bir dikiş çektim.

Sonra da pantolonu ile bluzunu birlikte giydim. Beline kemer takarak tuluma benzetmeye çalıştım. Kumaşın karmaşık deseninden olacak beni kısa ve şişman gösterdi. Aslında dal gibi ince ve uzunumdur ama kumaş böyle gösterdi işte. Pek bu şekilde kullanacağımı sanmıyorum. Ama düz kumaşlarda güzel olabilir diye düşünüyorum.

Böylece bu kumaşın her şeyinden faydalandı. Kalan ufak parça da kızıma saç bandı olacak. Herkese mutlu hafta sonları...

2 Eylül 2014 Salı

Tatil Bitti İş Başına


Takvimlere göre çok uzun, bana göre ise pek kısa gelen tatil bitti. Ramazan, bayram ve sonrasında senelik izin bir aya yaklaştı. Geleli bir hafta oldu ama hala aklım orada kaldı. Artık güzelim manzaraya gözlerimi açmak yerine fotoğraflarıyla avunacağım.
Tatilde teknolojiyle ilişkimi cep telefonuyla sınırladım. Bu nedenle yazı yazmak şöyle dursun, bilgisayarın yüzünü bile görmedim. Günlerim deniz kenarında sabah yürüyüşleri ile başladı. Uzun bir kahvaltı, sonrasında eskisi gibi kağıdından aça aça okuduğum gazetemle devam etti. Ufak tefek işlerin bitiminde deniz, güneş keyfi. Akşam yemekleri ve çay bahçesi ile günü tamamlama. Ne kadar basit, bir o kadar da huzurlu. Ailelerimiz de yanımızda olduğundan her anı kalabalık, gürültülü patırtılı ama güzel.
Vee dönüş. Ramazan dolayısıyla askıya alınan işlere bir de bir ayın tozu eklenince evin hali harap. Önce çamaşırları mı yıkasam, olmaz önce balkonlar yıkanacak. Yok önce bir yemek pişireyim de diğerlerine sonra bakayım bocalaması ile zavallı tatilden dönen ben... Ben daha üç gün önce kızgın kumlardan serin sulara atlıyordum. Şu halime bak.

Neyse dönüşün güzel tarafları da var. Biberlerini çiçekli, domateslerini yeşil bıraktığım bahçem. Bir döndüm hepsi coşmuş.



Coşmuş da bunları kim hazırlayacak. Tabii ki ben. Bu dönemde kendimi hep karınca gibi hissederim. Yazın sonlarının tadını çıkarmak lazım ama bunun bir de kışı var.
Biberler kavrulup domateslerle konserve olacak. Bunlar ilk parti. Topladıkça kavuruyorum. İki yıl sonra açtığım kavanozlarım var. Hepsi de mis gibi kokuyor. Kış günü enfes menemenler, saç kavurmalar ve aklınıza gelecek tüm yemekler için ideal.
Dolmalık biberler doldurulacak. Bir kısmı pişirilecek, bir kısmı poşetlenip dondurulacak. Kışa hazır yemek olacak. Hazırlaması zaman alıyor ama kışın yorgun argın eve geldiğimde bunları beş dakikada salçalı suya atıp pişirmek. İşte o da bu yorgunluğa değiyor.

















Daha patlıcanlar karnıyarık yapılacak. Hooooop gene derin dondurucuya. Kış günü mis gibi biberli domatesli patlıcanlar...

Son olarak da bana büyük sürpriz yapan açelyalarım. Taşınırken kesin ölür diye düşünmüş ama bırakmaya da gönlüm razı olmadığından üç saksıyı birleştirip tek saksıda getirmiştim. Döndüğümde gözlerime inanamadım. Binbir emekle her kış ancak bir iki çiçek açan açelyam ağustos günü tomurcuklarla dolmuştu. Yorgun günlerimin akşamında onu seyretmek en büyük zevkim bu aralar...


Bu arada tatilde aldığım kumaşlar da bir sonraki yazının konusu. Dayanamayıp dikmeye başlarım diye korktuğumdan yıkamak için ortaya çıkaramadım bile. Hele işler bir bitsin onlara da sıra gelecek. Çok çalışmak lazım çooooook... Şimdilik sizlerin diktiği güzellikleri seyrediyor, kendi kumaşlarımın hayalini kuruyorum. Hepinize mutlu günler.